(...)Kim dayanabilir zamanın kırbacına?Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,Sevgisinin kepaze edilmesine,Kanunların bu kadar yavaşYüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.Kötülere kul olmasına iyi insanınBir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?Kim ister bütün bunlara katlanmak Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya Ürkütmese yüreğini?Bilmediğimiz belalara atılmaktansa Çektiklerine razı etmese insanı?Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:Düşüncenin soluk ışığını bulandırıyorYürekten gelenin doğal rengini.Ve nice büyük, yiğitçe atılışlarYollarını değiştirip bu yüzdenBir iş, bir eylem gücünü yitiriyorlar.(...)
¿Aparentar? No señora, yo no sé aparentar. Ni el color negro de este manto, ni el traje acostumbrado en solemnes lutos, ni los interrumpidos sollozos, ni en los ojos un abundante río, ni la dolorida expresión del semblante, junto con las fórmulas, los ademanes, las exterioridades de sentimiento; bastarán por sí solos, mi querida madre, a manifestar el verdadero afecto que me ocupa el ánimo. Estos signos aparentan, es verdad; pero son acciones que un hombre puede fingir... Aquí, aquí dentro tengo lo que es más que apariencia, lo restante no es otra cosa que atavíos y adornos del dolor.